
ALBERT CAMUS VE
Emre Yüksel

ALBERT CAMUS VE SAÇMA FELSEFESİ
EDOUARD MANET
KISACA YAŞAM ÖYKÜSÜ
- 20.yüzyılın en güçlü Fransız yazar, tiyatro yazarı, politikacı ve düşünürlerindendir.
- 1913 yılında Cezayir'in Mondovi Kasabası'nda yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.
- Babası Alsace'lı, annesi İspanyol'dur. Babası 1.Dünya Savaşı'nda Morne Çarpışması sırasında hayatını kaybetmiştir. Babasının ölümünden sonra, annesi çeşitli ev işlerinde çalışmıştır. Cezayir'de 2 odalı bir evde felçli anneannesiyle, küçük erkek kardeşiyle ve dayısıyla yaşamıştır. Çocukluk yıllarını, bulunduğu ortamı anlattığı denemeleri vardır. ( 1963Tersi ve Yüzü)
- Bağımsız bir hayat sürmek adına evden ayrılır, 1923'de liseye gider. 1930 da Cezayir Üniversitesine başlar. Bu dönemde vereme yakalandığı için üniversite hayatı uzar. 6 senede üniveristeyi bitirir. Futbolla ilgilenirdi, kaleciliği bırakmak zorunda kaldı.

- Üniversite hayatı boyunca, öğretmeni Jean Gernier'nin edebiyat ve felsefe anlayışından etkilendi. Doktora sınavına başvurduğu sırlarda yeniden verem nükseder. Bundan dolayı Alpler'de bir köye iyileşmeye gider. Ardından İtalya'yı gezer.
- 1934'de Simon Hie ile evlenir fakat kısa bir süre sonra ayrılırlar. Çünkü Simon'un bir morfin bağımlısı olduğu ortaya çıkar.
- 1940'da piyanist ve matematikçi Francine Faure ile evlenir. İkiz çocukları dünyaya gelir.
- Aynı yıl "Paris Soir" dergisi için çalışmaya başladı. 2.Dünya Savaşı'na pasifist olarak katıldı. Gözünün önünde komünist gazetecinin idam edilmesi, başkaldırmasına sebep oldu. (başkaldırma felsefesinin başlangıcı)
- Paris Soir ekibiyle, 1942 yılında Bordeaux'ya giderek, "Yabancı" ve "Sisifos Söyleni" adlı iki roman yazdı. Saçma felsefesi ve varoluşçuluk felsefelerinin hakim olduğu bu eserlerle, Camus'nün ünü evrensel bir boyut kazandı.
- Camus II. Dünya Savaşı sırasında Naziler'e karşı oluşmuş Fransız Direnişi'ne katılır.
- Bu direnişin bir parçası olarak "Combat" adında bir gazete yayımlamaya başlar.
- Gazetenin editörü olur.
- "Combat" ticari bir gazete olunca buradan ayrıldı. Jean-Paul Sartre ile tanışması burada gerçekleşmiştir.
.
EDEBİ KİŞİLİĞİ ve yaşamının sonu
- Theatre du Travail(İşçi Tiyatrosu) için oyunlar yazdı, uyarlamalar yaptı.
- Daha sonraları bu ekip Theatre de L'Equipe (Grup Tiyatrou) ismini aldı. (İşçilere iyi oyun sunmak amacı) Camus büyük bir tiyatro sevgisine sahipti. Fakat yazdığı oyunlar yeteri kadar ilgi görmedi.
- Camus Combat Gazetesi'nde çalıştığı süre boyunca solcu bir politika izledi . Ona göre adaletin, siyasi ideolojilerin ve her türlü gerçekliğin ahlaki bir temele dayanması gerekiyordu.
- Amerika'da Fransız Varoluşçuluğu hakkında dersler verir.
- Savaştan sonra, Paris'te bulunan CAFE DE FLORE'u ziyaret etmeye başladı. Sartre ve Beauvoir ile burada görüştü.
- Solcu görüşlere yatkın olmasına rağmen, komünizme karşı çıkar. Bundan dolayı Sartre'tan uzaklaşır.
- 1949 yılında vereme yeniden yakalanır. Bu süreç boyunca "Başkaldıran İnsan" ı yayımlar. Sol görüşlere karşı çıktığından dolayı Sartre ile arkadaşlığı biter.
- 1950'li yıllarda kendisini insan haklarına adar. Pasifistliğini korur ve idam cezasına karşı çıkar. (Birleşmiş Milletler'in Franco diktatörlüğündeki İspanya'yı üye olarak kabul etmesi, UNESCO'daki çalışmalarının sonunu getirir.)
- 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü alır. Bu ödülü, idam cezasına karşı yazdığı " Reflexion sur La Guillotine" makalesi sayesinde alır.
- 4 Ocak 1960'da Seine nehri yakınlarında bir kasabada trafik kazası geçirerek vefat eder. (Camus'ye göre en absürt ölüm şekli)
- Mezarı, Provence-Alpes-Côte-d'Azur de bulunur.


SAÇMA FELSEFESİ (ABSÜRDİZM)
- "YABANCI" "VEBA" "SİSİFOS SÖYLENİ" adlı eserlerinde absürdizmi işler.
- Saçma Felsefesi Açıklanması: Camus okuyucuyu düalizmle tanıştırır. ( mutluluk ve keder, yaşam ve ölüm,..) Hayat çeşitli biçimlerle geçmektedir ve insan ölümlüdür.
- Absürt olan: Dünyanın bir anlamı vardır, bu da insandır. Fakat yaşam anlamsız ve saçmadır. Yaşamın saçma oluşunun sebebi insanın ölümlü oluşudur. Fakat bir taraftan yaşam saçma değildir çünkü, nihai son olan ölüm sebebiyle insan yaşama sevincine sahip olma arzusuyla yaşar. (Anı yaşama amacı gibi)
- Yaşamımızı yoğun yaşamak, değerlerle yaşamak, insanın anlamlandırma merakından dolayıdır. Fakat insan, sonunda yok olacağı gerçeğinin farkındadır. Çelişkili olan durum budur. Ölümlü dünyada, neden insan bu şekilde yaşama peşindedir? İnsan kendisini öldürmeli midir?
- İnsan bilinçlilikle saçmadan kurtulabilir. Yaşamın beyhudeliliğinin(boşluk, geçicilik) farkında olan insan yani sorgulayıcı insan modeli, saçmanın farkına varır. Yaşamı anlamlandırmaya çalışan insan, saçma bir boşluğa düşer. Bireyin, topluma uyum sağlaması, toplumun tutarlı bir düzen içinde oluşu ile birey saçma düşüncelerinden kurtulur.
SAÇMA VE İNTİHAR DÜŞÜNCESİ

CAMUS: "HAYAT BİR ŞEY DEĞİLDİR, İTİNA İLE YAŞAYINIZ ."
- Camus'ye göre intihar eylemi, büyük bir çelişkidir. Yaşamı anlamsız bularak intihar eden insan aslında yaşamı anlamlandırır. Yaşam anlamsızsa, insanın intihar gibi bir eylemde bulunmasına gerek yoktur. İntihar etmek, eylemde bulunmak, yaşamın anlamlılığından kaynaklanır.
- Camus'ye göre insan aklı, yaşamı anlamlandırmakta yetersizdir. Hayat bir anlam aramak için kısa, zaten anlamsız ve anlamı olsada hiçbir şey değişmeyecektir. (anlamsız bir şeyi anlamlı yaşamak sakıncalı değil)

CAMUS: "Eğer hiçbir şeyin bir anlamı olmadığı varsayarsak, dünyanın absürt olduğu sonucuna ulaşmalıyız. Fakat gerçekten hiçbir şeyin hiçbir anlamı yok muydu? Bu noktada kalabileceğimize hiçbir zaman inanmadım."
EN ÖNEMLİ ESERİ: YABANCI
( L'ETRANGER)

- Eserin konusu: Cezayir’de, tesadüfen bir Arap’ı öldüren Fransız, Mersault, kendisini ölüme götüren olayları kayıtsız şekilde izlemektedir. Her şey, kendiliğinden olup bitmekte, Meursault, topluma, kendine, adım adım yaklaşan ölüme, hayata, dünyaya ve eylemlerine yabancılaşmış ve kayıtsız kalmıştır.
- Eserin teması: İnsanın duygularına, düşüncelerine, topluma ve kendisine yabancılaşması ve ölüm, umursamazlık ve kabullenilmişliğin sorgulanması eserin temasıdır.

- Eserin Özeti: Meursault Cezayir’ de yaşamakta olan devlet dairesinde bir memurdur. Roman annesinin ölümüyle başlar. " Bugün annem öldü, belki de dün bilmiyorum."
- Meursault, annesinin ölümüne hiçbir tepki vermez, hatta bu güzel günü kırlarda geçirmediği için hayıflanır. Cenazeye katıldığı zaman cenaze ve ölüm dışında her şeyi düşünür ve kaygılandığı durum patronunun ona kızacak olmasıdır. Cenazeden sonra evine döner ve hafta sonunu metresi Marie ile geçirir.
- Raymond, Meursault'un komşusudur. (Sevgili problemi- polisin gelmesi-mektup)
- Bir hafta sonra Raymond, Mersault ve Maria’yı bir arkadaşının sahildeki küçük bir villasına davet eder. İki arap peşlerindedir ve Raymond, onların kendilerine saldıracaklarını tahmin eder. Bunun için iki Arabı da döver. Bir tanesi elindeki bıçağı Raymond’a saplar.
- O gün akşama doğru, yeniden iki arapla karşılaşırlar. Raymond onların harekete geçmelerine izin vermeden , kavga sırasında tabancasıyla öldürmeyi önerir. Mersault, bu teklife karşı gelerek Raymond’a tabancasını kendisine vermesini ister. Raymond elindeki tabancayı Mersault’a verir, Araplarda kaçar.
- Kısa bir zaman sonra, olayın kapandığını sanan Mersault, sahilde gezinirken bu Araplardan birini üçüncü defa görür. Hava çok sıcak ve denizde çarşaf gibidir. Mersault’un bütün düşündüğü sıcaktan kurtulmaktır. Gölgeli bir yer bulma amacıyla Araba yakınlaşır.



- Bıçaktan yansıyan güneş ışınları Mersault’un gözlerini kamaştırır, birdenbire kendisini kaybeder, tabancasını çeker ve Arab’a ateş eder. ( 4 el ateş)
- Meursault, kendisine avukat tutmadığından mahkeme ona bir avukat tayin eder.
- Avukat ve savcı, Mersault’un annesinin ölümü üzerine hiçbir pişmanlık duymayışını ve kendi kaderi karşısında ilgisiz olmasını hayretle karşılarlar. Hakim, bir hristiyan olarak onu pişman görmek ister.
- Bu durum ahlaki çöküşün kanıtı olarak değerlendirilir ve bu çöküntünün topluma yayılmaması adına giyotinle öldürülmesine karar verilir. İşlediği cinayetten ziyade, annesinin ölümüne karşı duyarsız tutumunun toplumun etik anlayışını etkilememesi için tutuklanır ve idam kararı verilir.
- Hapishane papazı Meursault’u hücresinde ziyaret eder. Meursault hiçbir dine inanmadığını ve pişman olmadığını itiraf eder. Hayatın saçmalığından bahseder. Ölümü kolay kabullenişi ve bu konudaki rahatlığı okuyucuyu rahatsız eder.
- Kayıtsızca ölümü bekler.


Yabancı KİTABININ FELSEFİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Meursault her ne kadar saçmanın içinde yaşasa da, hareketleri hep bir bilinçlilik halindedir. O, saçmayı temsil etmez; saçmalık duygusunu yaşar. Onun saçma içinde kalmasının nedeni toplumun değer yargıları ile yargılanmasıdır. Topluma zıt düştüğünden, Meursault'un zihniyeti bize saçma gelir, akla ve mantığa uygun değildir.
- SAÇMA FELSEFESİNE DAİR ÖRNEKLER
- Kahramanın annesinin ölümü üzerine aldığı telgrafa soğukkanlılıkla yaklaşması, annesinin cenazesinin yüzünü görmek istememesi, annesinin yaşını bilmemesi, cenaze başında kahve ve sigara ile keyif yapması, cenazeden hemen sonra Marie ile plajda tanışması.
- Annesinin cenazesindeki tutumuna dayanarak idama mahkum edilmesi
- İdama kalabalık bir insan topluluğunun gelmesini beklemesi

- Bir adam öldürür, hiçbir şey hissetmez, nedeniyse kendisini terleten ve ona rahatsızlık veren güneştir.
- " İkiside bir", " Bence bir" ifadeleri
- Yazar, bu tutkusuz, hissiz, edilgen adamı, kendisi dışında her şeyi önemsizleştiren, absürdleştiren, onları hiçleştiren şekilde yaşayan bu adamı Fransız ulusu adına ölüme mahkum eder. Topluma aykırı olan Meursault, topluma olan yabancılığından dolayı idam edilmesine karar verilir.
- Meursault'un için en büyük gerçeklik ölümdür. Saçmanın sonu ölümle gelir.
- Mahkeme sırasında, sorulan sorulara odaklanmaz, yargıcın ona "siz" den "sen" şeklinde hitap etmeye devam etmesi ilgisini çeker. Avukatı sanki cinayetten sorumluymuş gibi konuşur, kendisini savunur.
- Meursault. " Benim de herkes gibi tamamen herkes gibi olduğumu söylemek istiyordum ona." sf63
- Tutukluluğuna rağmen kendisini hâlâ özgür hisseder. Bunun saçma olduğunun farkındadır. "Tutukluluğumun başlangıcında en zoruma giden şey, kafamda hâlâ özgür adam düşüncelerinin bulunmasıydı."

Her şeyİn anlamsız olduğunu söyledİĞİMİZ anda bİle anlamlı bİr şey söylemİş oluruz.
ALBERT CAMUS
1) http://kalemkahveklavye.com/2013/05/albert-camus-yabanci.html
2)https://tr.wikipedia.org/wiki/Albert_Camus
3)ipnotkitap.net/ROMAN/Yabanci.htm
4)https://www.turkedebiyati.org/albert-camus-hayati-eserleri-edebi-kisiligi/
5)http://www.edebiyatvesanatakademisi.com/yabanci-roman-ozetleri/yabanci-ve-ozeti-albert-camus-4447.aspx
6)http://karlitorosdaglari.blogcu.com/yabanci-kitap-ozeti-albert-camus/19996545
GÖRSELLERİN KAYNAKLARI
1)http://www.dmy.info/wp-content/uploads/2014/10/imagesCABFOIJL.jpg
2)http://3.bp.blogspot.com/_4GmNRDOCLVk/S23CjV1mpfI/AAAAAAAAC5k/J6XyM638aXM/s400/felsefe.jpg
3)http://cdn.quotesgram.com/img/86/21/622520761-Thug-Notes-The-Stranger_53-pm_png.jpg
4)https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/I/5186RLIXsLL._SX321_BO1,204,203,200_.jpg
5)http://www.bdfugue.com/media//camus-par-ferrandez.jpg
KAYNAKÇA
Delete
Permanently from your library.
Cancel
Delete
Delete
Permanently remove from your library.
Cancel
Delete
Download
;
Save to view offline
Emaze
Play in
Emaze Viewer
Download Viewer
HTML
Play in
browser zipped format
Video
MP4 movie format
PDF
Static
format
Your emazing video is on its way!
An email will be delivered to .
Please allow 30 minutes to 6 hours time depending
upon the size of the video. Thank you for your patience.
Duplicate
Add a copy to your library.
Cancel
Duplicate
;
Print Presentation
landscape
portrait
Cancel
Print pdf
Print


Compatibility Mode
This presentation has been simplified to fit your browser.